Türkiye 3,3 milyona yaklaşan bir rakam ile Dünya’nın en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülkesidir. Bu rakamın büyük çoğunluğunu Suriye’deki iç savaştan kaçanlar oluşturmaktadır ve neredeyse yarısı 18 yaş altındadır. Suriye’de devam eden ihtilafın yıkıcı sonuçlarından birisi de binlerce sığınmacı çocuk için eğitim yaşamlarının kesintiye uğraması olmuştur. Türkiye’de–çoğu güneydoğu ve güney illerinde- bulunan Suriyeli her dört çocuktan birinin eğitime dahil değildir. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin büyük çabaları neticesinde eğitim çapındaki Suriyeli her on çocuktan altısının örgün eğitim tesislerine ya da geçici eğitim merkezlerine erişimi sağlanmıştır. Bu durum ihtiyacın ölçeği ve müdahale mekanizmasının hızı dikkate alındığında takdire şayan bir başarıdır.
Türkiye bir yandan daha fazla çocuğu okullarında eğitim görmesini sağlarken, aynı zamanda güvenli ve kapsayıcı bir öğrenme ortamı sunmak için çaba sarf etmektedir. Bir başka deyişle, öğrencilerin güvenli bir ortamda eğitim görmesine ve ülkenin eğitim altyapısının güvenilir ve işlevsel kalmasını sağlamaya yönelik çabalar birbirine paralel bir şekilde ilerlemektedir. Öte yandan, en önemli zorluklardan birisi altta yatan deprem riskleridir: ülkeden birkaç fay hattı geçmektedir ve özellikle nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu kentsel bölgelerde olmak üzere bunların yol açtığı depremler dünyanın en ölümcül depremleri arasında yer almaktadır. Yerinden edilen toplulukların büyük çoğunluğu şu anda Türkiye’nin depreme karşı en hassas bölgelerinden bazılarında yaşadıklarından dolayı, son yapılan çalışmalar mevcut sismik değerlendirmelerin ölüm oranlarını yüzde 20 veya daha yüksek bir oranda eksik tahmin etmiş olabileceğini göstermektedir.
Türkiye Hükümeti hem yerinden edilen topluluklar hem de ev sahibi topluluklar için güvenli okullara erişimi arttırma zorluğunu aşmak için çalışmalar yapmaktadır. Hükümet bu yılın sonuna kadar tüm Suriyeli çocuklar için tam okullaşmayı sağlamayı amaçlamaktadır ve bu çabalar kapsamında kısa süre önce her yıl yaklaşık 40.000 okul çocuğunun yararlanacağı 56 afete dayanıklı eğitim tesisinin yapımını taahhüt etmiştir. Bu 160 milyon ABD$’lık altyapı çalışması, Türkiye’deki Sığınmacılara Yönelik Fon (FRiT) kapsamında Avrupa Birliği tarafından finanse edilmekte, ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uygulanmaktadır. Program aynı zamanda Dünya Bankası’nın Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların yaşadıkları sıkıntılara karşı uygulanan müdahale çabalarına katkısı ve Hükümet’in 2019 yılına kadar herkes için (GKSS’ler dahil olmak üzere) afete dayanıklı ve erişilebilir bir eğitim altyapısı yaratma kararlılığı ile de uyumludur.
Projenin, Dünya Bankası olarak bizim sorumluluk alanımıza düşen bölümü için, Japonya Hükümeti’nin sağladığı teknik destek ve aynı zamanda Güvenli Okullar Küresel Programı önemli bir bilgi temeli sağlamaktadır. Küresel Afet Azaltma ve İyileştirme Fonu (GFDRR) tarafından 2014 yılında başlatılan Güvenli Okullar Programı, eğitim altyapısının iklim ve afet risklerine karşı dayanıklı hale gelmesini sağlayacak ölçeklendirilebilir ve sürdürülebilir çözümler geliştirmeyi amaçlamaktadır. Geleceğe dönük olarak, afete dayanıklı okulların yapımı yoluyla yerinden edilmiş toplulukların örgün eğitime erişimlerini arttırmaya yönelik olarak Türkiye’nin gerçekleştirdiği yatırımlar, doğal afet tehlikelerine karşı kırılgan durumda olan başka ülkeler için de bir örnek teşkil edebilir. Örneğin, küresel tahminler dünya genelinde 875 milyondan fazla okul çocuğun depreme riski taşıyan bölgelerde yaşadığını göstermektedir.
En kırılgan öğrencilerin yaşamlarını ve akademik geleceklerini korumak için gerçekleştirilen kilit ortaklıklar sayesinde oluşturulan güvenli okullar gündemi, hükümetin iklim ve afet risklerine karşı dayanıklılığı arttırma yönündeki kapsamlı çabalarının sadece bir boyutunu oluşturmaktadır. Türkiye’nin Suriyeli çocuklar için emniyeti ve eğitimin sürekliliğini sağlamaya yönelik iddialı hedefleri, aynı zamanda afet riskinin azaltılması konusundaki stratejik ve sürdürülebilir yatırımları da temel almaktadır. 2005 yılından bu yana, Türkiye kalkınma ortaklarından 2,1 milyar ABD$ düzeyindeki bir finansmanı harekete geçiren ve İstanbul ilinde afetlere karşı hazırlık durumunu geliştirmeyi, kamu binalarını güçlendirmeyi (1,1 milyon öğrenciye hizmet veren 873 okul dahil olmak üzere), acil durum müdahale altyapısını modernize etmeyi ve yapı yönetmeliklerinin iyileştirilmesine yönelik önlemleri uygulamaya koyan İstanbul Deprem Riski Azaltma ve Acil Durum Hazırlık Projesini (İSMEP) uygulamaktadır.
Bugün Türkiye afete dayanıklılık yatırımlarının eğitim sektöründen yerinden edilenlere kadar uzanan çok çeşitli karmaşık kalkınma zorluklarının ele alınması için nasıl bir fırsat sunduğunu bir kez daha göstermektedir.
Join the Conversation