Genellikle diplomatların ve teknokratların doldurduğu Birleşmiş Milletler etkinlikleri, bazı istisnalar olsa da normal olarak çok fazla duygusal toplantılar değildir. Özellikle birkaç yıl önce UNFCC COP toplantısında Papua Yeni Gine temsilcisinin eğer Amerika Birleşik Devletleri iklim değişikliği ile mücadeleye önderlik etmeyecekse en azından yoldan çekilmesi gerektiği yönündeki uyarısını hatırlıyorum. Veya geçtiğimiz yıl Doha’da yapılan toplantıda Filipinler temsilcisinin ülkesinde kısa süre önce yaşanan tayfun ile ilgili olarak "… biz burada kararsızlık içinde beklerken ve oyalanırken ölü sayısı yükselmeye devam ediyor" şeklinde şikayet ettiğini hatırlıyorum.
Dün BM Orman Forumu 10. Oturumu Türkiye başbakanının çevre konusunda küresel liderlerin olağan klişelerinden farklı olarak içten bir çağrısı ile açıldı. Recep Tayyip Erdoğan Forumu şu sözlerle açtı:
“Eğer üzerimize giydiğimiz elbise Bangladeş’te 5 yaşındaki bir çocuğun umutlarıyla dokunduysa, eğer aracımıza koyduğumuz benzin Libya’da bir masumun kanıyla karıştıysa, eğer çocuklarımıza verdiğimiz çikolata Afrika’nın nehirlerine zehir kattıysa, eğer üzerimize giydiğimiz palto bir hayvan türünün yok olmasına sebep olduysa, evimizdeki mobilya yağmur ormanlarını yağmaladıysa, bu döngüden, böyle bir küreselleşmeden, böyle bir ticaretten rahatsız olmak, bunu derinlemesine sorgulamak ve buna çareler üretmek zorundayız…
Erdoğan "İnsanlığın karşı karşıya olduğu küresel tehditler ‘bana ne başkasından’ deme lüksünü ortadan kaldırıyor’” dedi ve ekledi: “Biz sadece gövde taşıyan, gövdesinin üzerine kafa, o kafanın içinde beyin taşıyan fizyolojik varlıklar değiliz. Biz kalp, ruh ve vicdan taşıyoruz.”Erdoğan’ın dokunaklı sözleri, Forum’un kendi geleceği ile ve “her türlü ormanın yönetilmesini, korunmasını ve sürdürülebilir gelişimini sağlama ve bu amaca yönelik uzun vadeli siyasi kararlılığı güçlendirme” görevi ile yüzleşmesini sağladı. BM Orman Forumu, aşağıdaki amaçlara yönelik önlemleri desteklemek için 2002 yılında Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi (ECOSOC) tarafından kurulmuştu:
- Koruma, iyileştirme, ağaçlandırma ve yeniden ağaçlandırma dahil olmak üzere sürdürülebilir orman yönetimi sayesinde dünya genelinde görülen orman örtüsü kaybının tersine çevrilmesi ve orman bozulmasının önüne geçilmesi adına ortaya konulan gayretlerin artırılması;
- Ormana bağlı yaşayan insanların geçim kaynaklarının geliştirilmesi gibi yollarla, orman tabanlı ekonomik, sosyal ve çevresel faydaların artırılması;
- Sürdürülebilir şekilde yönetilen ormanlardan elde edilen orman ürünlerinin miktarının artırılmasının yanı sıra, dünya genelinde korunan ve sürdürülebilir şekilde yönetilen orman alanlarının önemli derecede artırılması; ve
- Sürdürülebilir orman yönetimine yapılan resmi kalkınma yardımlarında meydana gelen azalmanın tersine çevrilmesi ve sürdürülebilir orman yönetiminin uygulanması için tüm kaynaklardan sağlanan yeni ve ek mali kaynakların seferber edilmesi.
Forum, bir sözleşme ile desteklenmeyen, bunun yerine üye devletler tarafından imzalanan ancak yasal bağlayıcılığı ve herhangi bir finansman mekanizması bulunmayan bir “Orman Enstrümanı” ile desteklenen birkaç uluslararası organdan birisidir. Bununla birlikte, Birleşmiş Milletler Orman Forumu, yeni bir yapının oluşturulacağı 2015 yılına kadar devam edecek yetkisi ile küresel ölçekte ormanların korunmasına ve yönetilmesine yönelik ortak bir gündemin oluşturulması bakımından önemli bir girişimdir.
Bir finansman modelinin olmadığı düşünüldüğünde, Forumda yapılan tartışmalar büyük ölçüde ilerlemenin nasıl sağlanabileceğinin tespitine yönelik olacaktır. Forumdaki görüşler büyük oranda -her zaman iyi yönde olmamakla birlikte- orman peyzajının şekillendirilmesinde özel finansmanın rolünün giderek daha fazla kabulü yönünde değişmiştir. Buradaki zorluk, özel sektör tarafından her yıl tropik ormanlara yatırıldığı bildirilen 15 milyar $’lık kaynağın –ulusal ve uluslararası kuruluşların yatırımlarının toplamının dokuz katı- bir kısmının çevresel, sosyal ve ekonomik açıdan sürdürülebilir orman yönetim uygulamalarına yönlendirilmesidir. Aynı zamanda, emtia ve sektörlerdeki (madencilik, ulaştırma, tarım) büyük çaplı gelişmelerin orman dostu bir şekilde yönlendirilmesi de gerekmektedir.
Dolayısıyla, Forumun ele alacağı zorluklarından birisi özel çıkarların kamu yararı sağlayacak şekilde nasıl yönlendirileceğinin araştırılması olacaktır –Erdoğan’ın duygusal olarak atıfta bulunduğu türdeki bozunumun kabul edilmesi değil. Gelecek hafta Forum ile ilgili daha ayrıntılı bilgiler sunacağım ...
Fotoğraf: Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’da gerçekleştirilen BM Orman Forumunda konuşurken. IISD/Earth Negotiations Bulletin.
Join the Conversation